top of page
  • Yazarın fotoğrafıAdmin

Albert Camus ve Sisifos Söyleni

"Evet, insan kendinde başlayıp kendinde biter, ötesi yoktur."

Sisifos Söyleni, Albert Camus'nün yazdığı ve hayatın yaşamaya değer olup olmadığını sorgulayan büyük bir modern dönem başyapıtıdır.


Sisifos, Yunan Mitolojisinde bir karakterdir. Büyük bir kayayı sonsuza kadar bir tepenin zirvesine taşımaya mahkûm edilmiştir. Ancak o hedefe her yaklaştığında kaya yine aşağıya yuvarlanır...


Camus, Sisifos'un, aşağıya düşeceğini bile bile kayayı yine de taşımasında "saçma" kavramını öne çıkarır. Ona göre esasen bizim hayatlarımız da tıpkı böyle bir ceza ve görev ile doludur: Tanrı yoktur ve ölüm kaçınılmazdır, o halde yaşamı sürdürmek saçma değil midir? Tıpkı Sisifos'un o kayayı ulaştırması gereken yere taşıması gibi hayatlarımızı sürdürme yükümlülüğüyle yaşarız. Yine kayanın onun denetiminde olmaksızın aşağıya yuvarlanması gibi hayat elimizden kaçar gider bir gün...



Camus bu benzerliği kurarak hayatın bir misyon yüklendikçe boşa çıkacağı uyarısını yapar. Çünkü hayat, sonunu da -yani ölümü de- dikkate aldığımızda anlamlı bir bütünmüş gibi gözükmez. O halde hayatı niteleyecek bir yön varsa bu onun "saçma" olduğudur.


Fakat bu doğal olarak insanı şu soruyla yüzleştirir: Hayat, ölüm nedeniyle saçma ise bu onu yaşanmaya değer bir şey olmaktan çıkarır mı? Camus bu nedenle felsefenin en önemli sorununun da intihar olduğunu düşünür. İntihar ederek hayatı sonlandırmak bu saçmaya karşı bir tutum olur mu? Yoksa tüm saçmaya rağmen yaşamalı mıyız? Ya da başka bir anlam aramalı veya yoksa da icat etmeli miyiz?


Yaşamayı seçsek bile arada sırada ondan yüzümüzü çevirmedikçe ne olduğunu anlayamayacağımız bir yaşama mahkumuzdur. Bu fikir Sartre'ın insanı özgürlüğe mahkum sayması gibi döngüseldir... Yine de Camus'nün cevabı, hayatın yasamaya değer olduğu, Sisifos'u mutlu hayal etmek gerektiğidir.


"Bir insan yaşamının yarısı söylenmeyeni anlamakla, başını çevirmekle, susmakla geçer..."

bottom of page