top of page
  • Yazarın fotoğrafıAdmin

Bilgi Güç Aleti Olarak Çalışır

Ne “tin”, ne neden, ne düşünme, ne bilinç, ne ruh, ne istenç, ne de gerçek vardır: hepsi hiçbir işe yaramayan kurgulardır. “Özne ve nesne” meselesi vardır, aksine sadece belirli relatif doğruluklarla; her şeyden önce algılarıyla gelişebilen belirli hayvan türleri vardır (böyIece deneyim toplayabilir)—

Bilgi, güç aleti olarak çalışır. Düz olduğundan gücün her artışıyla birlikte artar—

“Bilginin” anlamı: burada, “iyi” ve “güzel” konusunda olduğu gibi, bu anlayışın kesin ve dar bir antrofosantrik ve biyolojik açıdan ele alınması gerekmektedir. Belirli bir türün kendisini muhafaza etmesi ve gücünü artırması için gerçeklik anlayışının, temelde bir davranış şeması sağlamak için hesaplanabilir ve sabit olanlardan yeterince kapsaması gerekir. Korumanın yararlılığı—aldatılmamak için soyut teorik ihtiyaçlar değil—bilgi organlarının gelişiminin ardında güdü olarak yatar—gözlemleri kendimizi korumak için yeterli olacak şekilde gelişirler. Başka bir deyişle: Bilgiye duyulan arzunun ölçüsü, güç istencinin bir tür içinde büyüdüğü ölçüye bağlıdır: bir tür, efendisi olabilmek, onu zorla kendi hizmetine almak için belirli bir miktar gerçekliği kavrar.



Fenomen karşısında duran pozitivizme karşı—“Sadece gerçekler vardır”—Ben derim ki: Hayır, var olan gerçek bulgular değil sadece yorumlardır. Herhangi bir gerçeği “kendi içinde” kuramayız: belki de böyle bir şeyi yapmak istemek deliliktir.

“Her şey sübjektiftir”, diyorsunuz; ama bu bile bir yorumdur. “Özne” verilen bir şey değil, olan şeyin arkasına eklenen ve uydurulan ve yansıtılan bir şeydir.—Sonuçta yorumun arkasına bir yorumcuyu yerleştirmek gerekli midir? Bu bile uydurmadır, bir hipotezdir.

“Bilgi” sözcüğünün bir anlama sahip olduğu derecede bu sözcük bilinebilirdir; ancak diğer taraftan yorumlanabilirdir de; arkasında bir anlam yoktur, sadece anlamlar vardır.—“Perspektivizm.”

Dünyayı yorumlayan bizim ihtiyaçlarımızdır; dürtülerimiz ve lehte ve aleyhte olanlardır, her dürtü bir nevi hükmetme arzusudur; her biri, tüm diğer dürtüleri kendisini bir norm olarak kabul etmeye zorlamak ister.

Friedrich Nietzsche, Güç İstenci, çev. Nilüfer Epçeli, Say. Yay., s.325-326.


bottom of page