top of page
  • Yazarın fotoğrafıAdmin

Birincil ve İkincil Nitelikler Nedir?

Nitelik bir nesnenin belirli bir yapıda oluşunu belirleyen özelliktir. Bazı filozoflarca (özellikle John Locke’tan itibaren) nitelikler; birincil nitelik ve ikincil nitelik olarak sınıflandırılmıştır. Birincil nitelik, nesnenin kendi varlığında aynıyla bulunan özelliklerdir. Örneğin bir cismin şekli, yer kaplaması, katılığı, ağırlığı ve hareketi birincil nitelikler olarak kabul edilmiştir. İkincil nitelikler ise bir nesneyi algılayan bir zihinde çeşitli yollarla ortaya çıkıp cisme ait olarak fark edilen niteliklerdir. Örneğin cismin kokusu, rengi, tadı böyledir. Bu ayrım, belirli bir gerçeklik varsayımı altında, birincil niteliklerin nesnel, ikincil niteliklerin ise öznel oldukları düşüncesiyle ilişkilidir.


Nitelik. Bir nesnenin yapısını belirleyen, bir şeyi şöyle ya da böyle yapan özellik; nite, ne gibi, nasıl sorularının karşılığı. // Aristoteles'ten beri nitelik düşüncenin temel anlatım biçimlerinden (kategori) biridir. 2- (Mantıkta) Bir önermenin olumlu ya da olumsuz oluşu. Yargılar niteliklerine göre evetleyici, değilleyici ve sınırlayıcı olurlar” (Akarsu, Bedia (1998), Felsefe Terimleri Sözlüğü, İnkılap Yay., 7. Baskı, İstanbul, s.133-134).

nitelik [Os. keyfiyet; lng. quality; Fr. qualite; AI. qualittit]. 1. Bir nesnenin algılanabilir, gözlemlenebilir özelligi. Bir şeyin sahip olduğu ve o şeyi tanınabilir, bilinebilir ve başka varlık türlerinden ayırd edilebilir kılan özellik. 2. Bir nesnenin, başka bir nesne olarak değil, fakat o nesne olarak başka nesnelerden ayrılmasını sağlayan karakteristik. Buna göre, örneğin ekşilik limonun bir niteliği, ikincil nitelik anlamında, fiziki uyaranların meydana getirdiği, dış nesnelerle birleştirilen bilinç içeriğidir. 3. Nitelik, estetikte ise, bir sanat eserinin kontrast, harmoni, trajik, komik gibi terimlerle ifade edilen temel özelliğini gösterir” (Cevizci, Ahmet (1999), Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yay., 3. Baskı, İstanbul, s. 629-630).

birincil ve ikincil nitelikler [Os. keyfiyatı zâtiye ve tâliye; Ing. Primary and secondary qualities; Fr. qualites primaires et secondaires] Nesnelerin ya da maddenin nitelikleriyle ilgili olan temel ayırım. Ayırıma göre, 1 a) hareket, sukunet, büyüklük, şekil, katılık, sayı ve yapı gibi nitelikler, madde ya da varlığın birincil nitelikleridir. Bu nitelikler, b) maddenin kendisinde varolur, yani onlar, varoluşları için bilince, insan zihnine bağlı değillerdir. Bunlar, dış dünyada bulunan şeylere her ne yaparsanız yapın, bu şeylerin yine de sahip olmaya devam edecekleri, hangi konum ya da durumda bulunurlarsa bulunsunlar, kendilerinden ayrılmaz olan niteliklerdir. Örneğin, yağı dondurun ya da odunu yakın. Onların, hiç kuşku yok ki, renkleri ve kütleleri değişecek, fakat onlar yine de belli bir şekle, belli bir katılığa, belli bir ağırlığa ya da kütleye sahip olacaklardır.
Buna karşın 2 ikincil nitelikler, a) renk, ses, koku gibi duyumlanan niteliklerdir ve b) onlara, bizde, maddede varolan birincil niteliklerin neden olduğuna inanılır ve c) bu nitelikler, varoluşları için, zihnin bilme, duyumlama ya da algılama faaliyetine bağlıdırlar. Birincil nitelikler, gerçeklikte, algılayan ya da gözlemleyen özneden bağımsız olarak varolurlar. Onlar nesneldirler, yani kendisini algılamadığımız zaman bile, algıladığımız nesneye aittirler. Oysa ikincil nitelikler, yalnızca bilince, özneye bağlı olarak varolur. Yani, onlar özneldirler. Başka bir deyişle, ikincil nitelikler yalnızca değişen koşullara, bedendeki değişikliklere bağlı olarak farklılık göstermekle kalmayıp, belirli durumlarda tümüyle yok olup giden niteliklerdir.
Buna göre, ışık yoksa eğer, nesneler renkli olmayacaklardır. İkincil nitelikler, nesnel varoluşu olmayan, fakat nesnenin bir özneyle teması sonucunda ortaya çıkan, bir öznenin üşütmesi durumunda, hiçbir koku alamaması örneğinde olduğu gibi, tümüyle özneye bağlı olan, algılayan öznenin içinde bulunduğu koşullar değiştikçe değişim gösteren niteliklerdir. Onlar bundan dolayı, nesnelere ait olmayan, dünyada, 'orada' olmayan niteliklerdir. Ayırıma göre, dış dünyadaki nesneler aktüel olarak birincil niteliklere sahiptirler; onlar yalnızca, kendilerini algılayan öznelerde, ikincil niteliklerin doğuşuna neden olurlar. Bundan dolayı, birincil niteliklerin nesnede oldukları yerde, birincil niteliklerin doğurduğu ikincil nitelikler algılayandan algılayana değişebilmektedir.
Ayırım ilk kez olarak ilkçağ Yunan felsefesinde atomcu filozoflar Leukippos ve Demokritos tarafından öne sürülmüştür. Aynı ayırım daha sonra, özellikle modern bilimin doğuşu sırasında, Galile, Newton, Boyle gibi bilim adamları ve düşünürler tarafından benimsenmiştir. Bununla birlikte, birincil ve ikincil nitelikler ayırımı, felsefede genellikle İngiliz empirist filozofu Locke'un adıyla birleştirilir. Birincil ve ikincil nitelikler ayırımı Locke'un ardından İngiliz empirizminin en temel kavramlarından biri haline gelmiş ve Berkeley’e, maddesizcilik görüşüne giden yolda önemli bir destek sağlamıştır. Nitekim, yalnızca ikincil niteliklerin değil, fakat birincil niteliklerin de zihinde varoldugunu, yani özneye bağımlı olduğunu öne süren Berkeley, buradan hareketle öznel idealist bir felsefe geliştirmiştir.
Felsefesinde şekil, büyüklük ve hareket gibi birincil niteliklerle, renk, ses, koku ve tat gibi ikincil nitelikleri birbirinden ayıran Descartes'ın yaptığı ayrımın temelinde ise, birincil niteliklerin zihnin sezgisiyle bilindiği yerde, ikincil niteliklerin bilgisinin duyulara bağlı olması gereği yer alır. Öte yandan, birincil niteliklere ilişkin idelerimiz açık ve seçik oldukları için, nesnelerin bu niteliklere sahip olduklarından emin oluruz, yani, bu konuda bir güvencemiz vardır. Bundan dolayı, birincil niteliklerin nesnel bir varoluşa sahip oldukları söylenebilir.
Oysa, ikincil nitelikler söz konusu olduğunda, nesnelerin bu niteliklere sahip olup olmadıkları kesin olarak bilinemez. Başka bir deyişle, ikincil nitelikler söz konusu olduğunda, zihin hiçbir şekilde işe karışmaz; duyular, Descartes’a göre, yalnızca yaşamın sürdürülmesi ve korunması amacına hizmet ettiğinden dolayı, ikincil niteliklere ilişkin idelerimizin, nesnelerin aktüel niteliklerine karşılık gelip gelmedikleri hususunun pek büyük bir önemi yoktur. Birincil niteliklerle ikincil nitelikler arasındaki başka önemli bir farklılık da, ikincil niteliklerin ölçümlenemedikleri yerde, birincil niteliklerin ölçümlenebilir olmalarıdır” (Cevizci, Ahmet (1999), Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yay., 3. Baskı, İstanbul, s. 152-153).


bottom of page