top of page

Louis Althusser: “Filozoflar ne yapar?”

  • Yazarın fotoğrafı: Admin
    Admin
  • 21 Mar
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Mar

Filozofları filozof yapan, ayrı bir dünyada, felsefe tarihinin büyük eserlerinden oluşan dışa kapalı bir dünyada yaşıyor olmalarıdır. Görünüşe göre, zaten bu dünyanın dışı yoktur. Onlar Platon'la, Descartes ve Kant'la, Hegel, Husserl, Heidegger vb. ile yaşarlar. Peki, ne yaparlar? Tabii ben en iyilerinden bahsediyorum: Büyük yazarların eserlerini okurlar, döner döner yine okurlar, hiç durmadan okurlar, daha iyi anlayabilmek için bunları birbirleriyle karşılaştırır, tarihin bir ucundan öbürüne aralarında kıyaslamalar, ayrımlar yaparlar. Bu iş, bu sonu gelmeyen yeniden okuma olayı biraz tuhaf veya şaşırtıcı kaçsa yeridir; zira hiçbir matematik veya fizik profesörü temel matematik veya fizik kitabını böyle tekrar tekrar yeniden okumaz, böyle bir "geviş getirme" işlemine tabi tutmaz. Bilgileri sunar, açıklar veya kanıtlar, o kadar. Nokta. Aynı şeye bir daha dönülmez. Oysa hiç bıkmadan tekrar tekrar metinlere dönmek felsefenin temel uygulamasıdır.
Filozof bunu pekâlâ bilir, üstelik bunu niçin yaptığını size açıklar da! Felsefe eseri anlamını, mesajını bir tek okumayla teslim etmediği için yapar bunu; bu eser yığın yığın anlamla yüklüdür, doğası gereği tükenmez, hatta bir bakıma sonsuzdur, yorumlamayı bilen için her zaman diyecek yeni şeyleri vardır. Felsefenin pratiği, dümdüz bir yeniden okuma, hatta kanıtlama değil, yorumlama, sorgulama, meditasyondur; büyük eserlere, içerdikleri, daha doğrusu sessizce "işaret ederek" gösterdikleri Hakikat'in içinde, demek istediklerini ya da demek istemiş olabileceklerini dedirtmeye çalışır.

Varılan sonuç: Dışı olmayan bu dünya aynı zamanda tarihi de olmayan bir dünyadır. Tarihin resmileştirdiği, adeta kutsallaştırdığı büyük eserlerden oluşmakla birlikte, kendi tarihi olmayan bir dünya... Kanıt mı? Filozof, Kant'tan bir pasajı yorumlamak için ister Platon'a ister Husserl'e atıf yapabilir; ilk ikisinin arasında 23 yüzyıl, birinciyle sonuncu arasında bir buçuk yüzyıl zaman farkı yokmuş gibi, öncenin ve sonranın hiçbir önemi yokmuş gibi... Filozof için sanki bütün felsefeler çağdaştır. Birbirleriyle yankılarla yanıtlaşırlar, çünkü aslında hep aynı sorulara yanıt ararlar ki, zaten felsefe de bunlardan oluşur. Ünlü sav "felsefe ebedidir" [philosophia perennis] de buradan gelir. Görüldüğü gibi, o bitmez tükenmez yeniden okumanın, kesintisiz meditasyon işinin mümkün olabilmesi için, felsefenin de hem bitimsiz alınası ("dediğinin" tükenmemesi) hem de ebedi alınası (her felsefenin içinde tüm felsefenin tohum halinde var olması) gerekir.

Filozofların, yani felsefe öğretmenlerinin demek istiyorum, icraatının temeli işte böyle bir şeydir. Bu koşullarda, onların felsefeyi öğrettiklerini söylerken dikkatli olun! Zira açıkça görülüyor ki, onlar bu işi, öğrenilecek bilgileri, yani (o an için) kesin sayılan bilimsel sonuçları öğrencilerine sunan diğer öğretmenler gibi yapmıyorlar. Platon'u ve Kant'ı iyi anlamış bir felsefe öğretmeni açısından felsefe öğretilmez. İyi ama o zaman felsefe öğretmeni ne yapar? Öğrencilerine felsefe yapmayı öğretir: onların karşısında felsefenin temel metinlerini veya büyük ustalarını yorumlayarak, onların da kendisini örnek alarak felsefe yapmalarına yardım ederek, kısacası onlara felsefe yapma arzusu (Yunanca philo-sophia kelimesi aşağı yukarı böyle çevrilebilir) aşılayarak... Bu öğretmen kendine yeterince güvenirse bir basamak daha çıkıp kişisel meditasyon, yani kendine özgü orijinal bir felsefe tasarlama sürecine geçebilir. İşte felsefenin de bir şey ürettiğinin canlı kanıtı! Peki ürettiği ne? Yine felsefe, başka hiçbir şey değil ve bütün olay kapalı bir dünyada geçer. Filozofların bu dünyasının "kapalı" olmasında şaşılacak bir şey yoktur: Oradan çıkmak için bir şey yapmadıkları, tam tersine eserlerin içselliğinde gittikçe daha derine daldıkları için, kendi dünyalarıyla onlara uzaktan garip hayvanlarmış gibi bakan diğer insanların dünyası arasına derin bir hendek kazmış olurlar.

(Bu metin, Louis Althusser'in Filozof olmayanlar için felsefeye giriş (çev. İsmet Birkan, Can Yayınları) kitabından alınmıştır.)

Comments


  • Instagram
  • X

© 2024 by heyula.blog

bottom of page