top of page

Substance (Cevher)

Yazarın fotoğrafı: Deniz DinçerDeniz Dinçer

Demi Moore’un son filmi "Substance", beklentilerle gerçeklerin arasına sıkışıp kalmış bir yapım. Öyle bir film ki izlerken bir yandan “Tamam, işte bu” diyorsunuz, ama diğer yandan hikâyenin kopuklukları yüzünden sabrınız sınanıyor. Bu yapım, modern toplumun kimlik algısını sorgulayan, bir parça "Black Mirror" havası taşıyan, ama maalesef bu potansiyeli tam anlamıyla kullanamayan bir deneme.


Konsept mi, İçerik mi?

Filmin merkezinde, kimlik kaybı ve dijital çağın insan üzerinde yarattığı yabancılaşma yer alıyor. Yani evet, bir kez daha “modern dünyanın karanlık yüzü” temasına dokunan bir senaryo ile karşı karşıyayız. Bu noktada senaryo yazarları, adeta "Black Mirror"un formulünü alıp “Biraz da biz oynayalım” demiş gibi görünüyor. Ama işin püf noktası şu: "Black Mirror", distopik senaryolarını toplumsal eleştirinin damarlarına bağlayan bir yapım. "Substance" ise bu damarları yüzeysel bir estetik kaygı uğruna koparıyor.


Demi Moore’un canlandırdığı karakter, filmde bir nevi “meta-kimlik” arayışında. Teknolojinin insan zihnini ve benliğini nasıl sömürdüğünü gösterme çabası var. Ama bunu “nasıl?” sorusunun altını dolduramayan bir yapıyla sunuyor. Film boyunca, şık görseller ve yoğun dramatik sahneler arasında hikâyeyi toparlamaya çalışırken kayboluyorsunuz.



Yapabilecekleri ve Yaptıkları Arasındaki Uçurum

Aslında "Substance", doğru bir anlatımla yılın en çok konuşulan filmlerinden biri olabilirdi. Toplumun kimlik algısının tamamen dijitalleştiği bir dünyayı ele alıyor; insanlar, fiziksel varlıklarını bile sorgulamak zorunda kalıyor. Ancak bu büyük fikir, klişe bir hikâye ile anlatılıyor: Teknoloji kötü, insanlar yabancılaşmış, her şey sahte… Tamam, bunlar kabul. Ama artık seyirci bu temaları daha derinlikli bir anlatımla görmek istiyor.


Filmdeki en büyük sorun, temanın hikâyeyle olan bağının eksikliği. Bir noktada, kendinizi “Bu sahne neden var?” diye sorgularken buluyorsunuz. Örneğin, karakterin teknolojik dünyadan kaçış sahnesi, görsel olarak etkileyici, ama dramatik bir altyapıya sahip değil. Yönetmen, görüntü yönetmenliğine o kadar fazla odaklanmış ki, hikâyenin ilerlemesi gerektiğini unutmuş.


Klişe Bir Konuya Yaratıcı Dokunuşlar

Yine de hakkını vermek lazım, film bazı anlarda size “Keşke daha iyi işlenmiş olsaydı” dedirtiyor. Özellikle teknolojinin insan ilişkilerini nasıl yozlaştırdığına dair sahneler, bir nebze düşündürücü. Örneğin, karakterin tamamen yapay bir şekilde inşa edilmiş bir dünyada yaşadığı gerçeğini kabullenmesi, teknolojik gerçeklik ile organik gerçeklik arasındaki çatışmayı güzel bir şekilde gösteriyor. Ancak bu sahneler, filmin geneline yayılan kopuk anlatımı kurtarmaya yetmiyor.


Filmin finali ise sinemada sıkça rastladığımız “Ne demek istedi acaba?” hissiyle sizi baş başa bırakıyor. Yönetmen, seyirciye “Kendin karar ver” derken, aslında karar verilmesi gereken bir şey sunmuyor. Bu da, filmin bir diğer büyük eksisi. Bir fikir var, ama bu fikir seyirciye geçirilemeden havada kalıyor.


Edebiyat ve Felsefe Dokunuşları: Amaç mı, Araç mı?

Filmin entelektüel alt metinlere sahip olma çabası açıkça görülüyor. Özellikle felsefî göndermeler ve edebiyat referansları dikkat çekici. Ancak bu göndermeler, çoğu zaman hikâyenin organik bir parçası değil, dışarıdan zorla eklenmiş gibi duruyor. Kafkaesk bir atmosfer yaratma çabası var, ama bu atmosfer yalnızca birkaç sahnede kendini gösteriyor. Sartre’dan bir esinlenme mi var diyorsunuz, ama bu esinlenme yalnızca bir yüzeysel tema olarak kalıyor.


Sonuç: Görüntü Var, İçerik Eksik

"Substance", izleyenleri ikiye bölecek bir film. Kimileri görsel estetiği ve Demi Moore’un etkileyici oyunculuğunu överken, kimileri de bu görkemli kabuğun altındaki boşluğu eleştirecek. Potansiyeli olan bir fikir, klişe bir hikâye, ve yeterince işlenememiş bir senaryo…


“Hollywood’un yine altını dolduramadığı ama dolu gibi gösterdiği bir bardak.” 

Eğer derinlikli bir anlatım bekliyorsanız, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Ama görseller ve genel atmosfer için izlenir mi? Evet.


Sonuç mu? "Black Mirror" izlemek her zaman daha mantıklı bir tercih gibi duruyor.

 

  • Instagram
  • X

© 2024 by heyula.blog

bottom of page